İlayda SORKU // Fevzi Efe SEKİTMEZGeçtiğimiz günlerde sosyal medyada yaptığı tasarımları paylaşarak dikkat çeken Mahir Akkoyun, tasarımlarının sticker olarak marketlerde yer almasıyla tutuklandı. Daha sonra gelişen süreçlerde sosyal medyada gündeme oturan Akkoyun, Türkiye'nin 20 yıldır yaşadığı ifade özgürlüğü engellinin büyük bir örneği haline geldi. Mahir Akkoyun "Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde" yazılı stickerların tasarımcısı olarak yaptığı eleştirilerden dolayı haksız yere tutuklanmıştı. Manşet 35 ekibi olarak Mahir Akkoyun'a yaşadığı tutuklanma süreci, ifade özgürlüğüne vurulan ketin motivasyonuna etkisi gibi konularda sorular yönelttik.
Birçok saldırıya maruz kaldığını söyleyen Mahir Akkoyun doğru bildiği işi yapmaktan şaşmadan ilerleyeceğini ifade etti. Akkoyun, "Ben güncel toplumsal ve siyasal gündeme dair kendi sosyalist dünya görüşü çerçevesinde cevaplar, eleştirel ya da çözümler üretme derdinde olan; sürekli olarak tasarım yarışmalarına katılıp kendini sınamayı seven ve yıllardır örgütlü mücadele içinde kendisini var eden bir görsel iletişim tasarımcıdır. Daha önce de benzer süreçlerle karşılaşmış ama politik tasarımlar yapmaya devam etmiştim. Benim açımdan değişen herhangi bir durum yok. Elbette eskisine nazaran bugün yaptıklarım çok daha fazla ses getirdi ve bu nedenle daha fazla hedef tahtasına konuldum. Fiziksel saldırı dışında birçok saldırıya maruz kalıyorum ama bundan herhangi bir şekilde gocunmuyor, beklendik bir şey olduğunu düşünüyorum. Mesele sadece mevcut iktidarın devrilmesi ile de sınırlı değil. Bu iktidar devrilse dahi doğru bildiğim şeyleri görsel iletişim tasarımı yoluyla aktarmaya devam edeceğim" dedi.
Yaptığı tasarımların arkasında birilerinin olduğu iddialarına yönelik konuşan Mahir Akkoyun, Şu ana kadar yaptığım bütün politik tasarımları kendi inisiyatifimle yaptım. Sadece AKP-MHP bloğunu değil muhalefetteki aktörleri de eleştirdim, CHP de buna dahil. Herhangi bir yerden maddi destek almaya, kayrılmaya ya da önümün açılmasına ihtiyacım yok. Çoğu zaman yaptığım, söylediğim şeyler zaten ‘fonlanmama’ izin vermeyecek düzeyde keskin şeyler oluyor. Ben yaptığım işi seviyorum, şimdiden sonra da daha çok çalışmaya, üretmeye ve paylaşmaya devam edeceğim" diye konuştu.
Önce 'Cumhurbaşkanına hakaret' ardından da 'seçim kanununa muhalefet' olmak suçlarından yargılanan Akkoyun yaşadığı süreci şöyle anlattı;
"Saat 7 sıralarında gözaltına alındım, evden henüz çıkmamışken ‘Gözaltına alınıyorum’ tweeti atarak kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı hissettim. Emniyete vardığımda ‘Cumhubaşkanına hakaret’ suçlamasıyla karşılaştım. Stickerların üzerinde yer alan ifadelerin bu anlama geldiği söylendi. İfade işlemlerim devam ederken ayrıca bir suçlama daha ortaya çıktı. Bu da ‘Seçim kanununa muhalefet’ suçlamasıydı. Stickerların ilan ve reklam yapıştırılmasına izin verilmeyen yerleye yapıştırılması ve yine stickerlar üzerinde yer alan ‘Oy verirken aklınızda bulunsun’ ifadesi bu suç iddiasının dayanağı olarak belirtildi. Adliyede süreç de genel olarak bu minvalde ilerledi. ‘Gençlik Devirecek Hareketi’ benim sosyal medyada paylaştığım stickerları ve diğer başka tasarımları toplumsal hayatın içine sokarak, bu düzen tarafında çeşitli şekillerde mağdur edilen ve gelecek kaygısıyla birlikte git gide daha da yalnızlaşan her bir genci siyasetin öznesi haline getirmeye çalışan inisiyatif. En azından benim kendilerinin yaptığı eylemlerden ve çalışmalardan anladığım bu. Uzun yıllardır, birkaç aylık seçim süreçlerine ve bu süreçteki siyasetçilerin söylemlerine indirgenen siyaset yapma tarzını, insanların öz örgütlülüklerine dayanan bir eylem biçimiyle kırmış oldular. Bu açıdan değerli buluyorum."
Birçok saldırıya maruz kaldığını söyleyen Mahir Akkoyun doğru bildiği işi yapmaktan şaşmadan ilerleyeceğini ifade etti. Akkoyun, "Ben güncel toplumsal ve siyasal gündeme dair kendi sosyalist dünya görüşü çerçevesinde cevaplar, eleştirel ya da çözümler üretme derdinde olan; sürekli olarak tasarım yarışmalarına katılıp kendini sınamayı seven ve yıllardır örgütlü mücadele içinde kendisini var eden bir görsel iletişim tasarımcıdır. Daha önce de benzer süreçlerle karşılaşmış ama politik tasarımlar yapmaya devam etmiştim. Benim açımdan değişen herhangi bir durum yok. Elbette eskisine nazaran bugün yaptıklarım çok daha fazla ses getirdi ve bu nedenle daha fazla hedef tahtasına konuldum. Fiziksel saldırı dışında birçok saldırıya maruz kalıyorum ama bundan herhangi bir şekilde gocunmuyor, beklendik bir şey olduğunu düşünüyorum. Mesele sadece mevcut iktidarın devrilmesi ile de sınırlı değil. Bu iktidar devrilse dahi doğru bildiğim şeyleri görsel iletişim tasarımı yoluyla aktarmaya devam edeceğim" dedi.
Yaptığı tasarımların arkasında birilerinin olduğu iddialarına yönelik konuşan Mahir Akkoyun, Şu ana kadar yaptığım bütün politik tasarımları kendi inisiyatifimle yaptım. Sadece AKP-MHP bloğunu değil muhalefetteki aktörleri de eleştirdim, CHP de buna dahil. Herhangi bir yerden maddi destek almaya, kayrılmaya ya da önümün açılmasına ihtiyacım yok. Çoğu zaman yaptığım, söylediğim şeyler zaten ‘fonlanmama’ izin vermeyecek düzeyde keskin şeyler oluyor. Ben yaptığım işi seviyorum, şimdiden sonra da daha çok çalışmaya, üretmeye ve paylaşmaya devam edeceğim" diye konuştu.
Önce 'Cumhurbaşkanına hakaret' ardından da 'seçim kanununa muhalefet' olmak suçlarından yargılanan Akkoyun yaşadığı süreci şöyle anlattı;
"Saat 7 sıralarında gözaltına alındım, evden henüz çıkmamışken ‘Gözaltına alınıyorum’ tweeti atarak kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı hissettim. Emniyete vardığımda ‘Cumhubaşkanına hakaret’ suçlamasıyla karşılaştım. Stickerların üzerinde yer alan ifadelerin bu anlama geldiği söylendi. İfade işlemlerim devam ederken ayrıca bir suçlama daha ortaya çıktı. Bu da ‘Seçim kanununa muhalefet’ suçlamasıydı. Stickerların ilan ve reklam yapıştırılmasına izin verilmeyen yerleye yapıştırılması ve yine stickerlar üzerinde yer alan ‘Oy verirken aklınızda bulunsun’ ifadesi bu suç iddiasının dayanağı olarak belirtildi. Adliyede süreç de genel olarak bu minvalde ilerledi. ‘Gençlik Devirecek Hareketi’ benim sosyal medyada paylaştığım stickerları ve diğer başka tasarımları toplumsal hayatın içine sokarak, bu düzen tarafında çeşitli şekillerde mağdur edilen ve gelecek kaygısıyla birlikte git gide daha da yalnızlaşan her bir genci siyasetin öznesi haline getirmeye çalışan inisiyatif. En azından benim kendilerinin yaptığı eylemlerden ve çalışmalardan anladığım bu. Uzun yıllardır, birkaç aylık seçim süreçlerine ve bu süreçteki siyasetçilerin söylemlerine indirgenen siyaset yapma tarzını, insanların öz örgütlülüklerine dayanan bir eylem biçimiyle kırmış oldular. Bu açıdan değerli buluyorum."